şimdi ben gidicem ya..


... hiç kimse bunu bilmicek! 

hayatında pek fazla amacı olmayan, sadece önüne konulan ile yetinen bir çok insan tanıdım. sürekli bundan memnun olduklarını söyleseler de köşeye çekip yakalarına yapışınca hep dökülür dillerinin altındaki baklalar! hepsinin isteyipte yapamadığı en az bir şey vardır. olmalıdır da..

konunun buraya gelmesi tamamen kişiseldir efendim. yoktur başka derdim.. 

neyse fazla uzatmıyım.. kısa bir süreliğine ara verme vaktidir benim için. bu seferde ispanya çağırdı beni.. gidip görme, havasını içlere çekme vaktidir. gezmedik yeri, basılmadık taşı kalmasın diye. yanımda sadece sırt çantam ve fotoğraf makinem olacak. artık eski maceralarım gibi papaza rica edip manastırda mı yatarım, yoksa hiç tanımadığım 15 insanlar bir hostel odasında mi bilmiyorum. amaç belli; dünyada görmeden ölmeyeceğim çok az ülke kalsın! onlar da size kalsın..

dönüşte uzunca anlatıcam yaşadıklarımı. fotoğraflarla birlikte tabi.. 
şimdilik görüşmek üzere. 

selametle efendim,

devletle!

erkekler üzerine ince tüyolar #3


çaresiz kaldıklarında belli etmemeye çalışırlar.. 

aslında daha çok belli ederler ya neyse.. başaramadıkları bir iş daima vardır ve olacaktır da. kusursuz olmaları beklenemez ama yine de bunun düşünülmesini bile istemezler. bunun sebebi nedir halen araştırılmakta. bulunursa haberdar ederim.

gelelim iş bu ahvalden mütevellit oluşan garip huylara. erkek denen ırk-ı garip hiç bir daim kendine toz kondurulmasını sevmez. yukarıda da dediğim gibi hep işlerini kusursuz yaptıklarını düşünürler. çaresiz kaldıklarında da ise hep gizlemeye çalışırlar ama bu yüzlerinde okunur. kaçamak bakışlar, laf değiştirmeler filan! yahu herkes anladı beceremediğini, çaresiz kaldığını kasma işte.. söyle gitsin yapamadım diye, ne kasıyosun?!?

böyle anlarda üstlerine gitmemek gerekir ama. malum onlar hazmedemeyen taraftır hep.. 
hazmeden ise her zaman baskın olmaya çalışandır! kimi kastettiğim anlaşıldı sanırım? *

* 1 peşin 3 taksit edit: evet sizden bahsediyorum efendim. bakmayın öle..


foto by: meren

son bir defa daha sahneye çağrılacak ilk kişi



kimi anlarda denemekte fayda var diyorsanız, işte orada bir hata yapacaksınız demektir! nerden mi biliyorum? deniyorum çünkü..

neyi denediğim, neyi yanlış yaptığım konusunda hiç bir fikrim yok! tek bildiğim denediğim. hemde her seferinde.. her defasında.. olmayacaksa olmasın artıkların başrolundeyim. kendim yazıp kendim oynuyorum bütün oyunu. sahne perdesi hep benim üzerine kapanıyor, ben selamlıyorum bütün seyirciyi! alkışlar hep benim için..

sonuç?

düşünmedim ki. yaptığımdan o kadar mutluydum, o kadar sevindiriyordu ki beni sonucunu düşünmek bile istemedim. hala da öle.. ne gereği var ki diyorum, olmasa da olur artık bundan sonraların bütün repliklerini ezberlemiş gibiyim. çıksam sahneye hepsini oynarım. tek kelime unutmam hemde. hepsini bir çırpıda oynarım.. oynadım da! nerde, ne zaman bilmiyorum. ama oynadım!

yalan..

söyledim! kendim dahil bir kişiye daha söyledim. bütün bu oyunları oynayana yani.. utanıyor muyum? güldürmeyin allah aşkına, nerde bende o yüz! kimden utanacakmışım ki hem? kim beni ayıplıcakmış? kim kin kusacak suratıma o mu? 

o? 

biliyorum.. hala eskisi gibi bakıyorum ona. hep bir kere daha o olsa diyorum karşımdaki, hep ayakta alkışlanacak bu sefer ben olmayayım diyorum! nerde beni dinleyen ki.. üşüyorum bu arada. çok hemde, titriyorum lan hatta. gözlerimi kapatınca da ısınamıyorum. illa görmem lazım onu.. biri dürtse de açsam gözlerimi diyorum..

oyun biter..

perde kapanıyor yavaş yavaş, alkışlar eşliğinde.. son bir kez sahneye çağrılıyorum.. bir kere de daha çıkmam lazımmış gibi bakıyorum sağa sola. yüzümde şimdiye kadar görmediğim bir gülümseme. nasıl olur da yaparım diyorum bunu. yapamıyorum...

katilini arayan maktül


"tek bir oyun, sonra kalkıp gidersin. sen her zaman risk almayı seversin! ben inerken en dibe ağır ağır, sen ilk gördüğüm günden bile güzelsin.." I>

öyle fazla etkilemez insanları yapılan her parça. kimisi sadece müziği için dinlenir, kimisi sadece sözü için. kimisi de vardır ki..

işte burada başlar asıl mesele. öyle anlar yaşanmışlıkları vardır ki hayatta harici dışında kalanları bir köşeye bırakmış insanlarla doludur. hep bir acının tahayyülü varsa bu hayatta, her zamanda ince bir sızısı vardır. hiç yokmuş gibi davranan her insan katildir! bunu inkar edense maktül.. itiraf etmeye çalışan katildir! iltifat eden maktül.. geri dönen her insan katildir! geri dönüpte bulamadığı her insan maktül.. zora koşan katildir! başaramayan ise maktül..

sormak lazım şimdi yoldan çevrilen herhangi birine katil kim diye? cevap almaksızın, ima etmeksizin hemde..
cevap bulmak için filan da değil, sadece inkara meylimiz olmasın diye..